Prof. Dr. Gökalp Öner, özellikle plastik şişelerdeki suyun hiç de temiz olmadığını, vücudumuza küçük görünmeyen plastikleri biriktirdiğimizi anlattı. Sadece plastik şişelerde değil, günlük yaşamda birçok alanda plastiğe maruz kaldığımızı belirten Kadın Doğum Uzmanı, bunun kısırlığa yol açabileceği uyarısında bulundu.
MARKETLERDEKİ SU 100 KAT DAHA FAZLA PLASTİK İÇERİYOR!
Columbia Üniversitesi’nden Beizhan Yan liderliğinde 2018 yılında başlatılan çalışma, plastik şişeler üzerinde Ocak 2024’te tamamlandı. Araştırma, 11 farklı ülke markasının şişelediği ve marketlerde satılan suların, önceki varsayımlara göre 10 ila 100 kat daha fazla plastik fraksiyon içerebileceğini ortaya çıkardı. Ayrıca mikroskop altında görülemeyecek kadar küçük olan ve kısırlığa neden olabilecek nanopartiküllerin varlığı da incelenen şişelerin yüzde 93’ünde ilk kez tespit edildi.
Araştırmayı değerlendiren Kayseri Sistem Hastanesi Müdürü ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, plastik su şişelerinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Prof. Dr. Öner, “Plastik su şişesi sektörü hızla büyüyor ve günlük hayatın koşuşturmacasında bu plastik su şişelerindeki suyu veya plastik ambalajlardaki yiyecekleri tüketiyoruz. Ancak uzmanlar bu durumun son derece zararlı olduğunu belirtiyor. Hele plastik şişelerdeki su aslında hiç de masum değil. Vücudumuz için çok küçük.” ve görünmez plastikleri biriktiriyoruz” dedi.
ARAŞTIRILMAMIŞ BÜYÜK RİSKLER TAŞIYOR!
Prof. Dr. Gökalp Öner, “İnsan saçının genişliğinin yaklaşık 1/1000’i kadar olan nanoplastiklerin, sindirim sistemi veya akciğer dokularından kan dolaşımına geçebilecek ve vücuda zararlı olabilecek sentetik kimyasalları dağıtabilecek kadar küçük olduğunu biliyoruz. vücut ve hücreler. Ayrıca bu nanoplastikler insan sağlığı açısından en endişe verici plastiklerdir.” Bir tür kirliliğin olduğunu da eklemekte fayda var. Araştırmacılar, hamile fareler üzerinde yapılan çalışmalarda, hamile annenin plastik parçacıkları yutmasından veya solumasından 24 saat sonra gelişmekte olan bebeğin beyninde, kalbinde, karaciğerinde, böbreklerinde ve akciğerlerinde plastik kimyasallar bulduklarını belirtti. Bu bulgular insanların küçük plastik parçacıklara maruz kaldığını gösteriyor. “Maruz kalmanın yaygın olduğunu ve büyük ölçüde incelenmemiş riskler taşıdığını öne sürüyoruz. Bebekler ve küçük çocuklar en büyük risklerle karşı karşıya kalabilir çünkü gelişmekte olan beyinleri ve vücutları genellikle toksik maruziyetlere karşı daha savunmasızdır.”
Prof. Dr. Öner, “Maruziyeti azaltmak için uzun süredir devam eden uzman önerilerini yenileyerek, musluk suyunun cam veya paslanmaz çelik kaplardan içilmesini öneriyoruz. Elbette bu öneri diğer plastik ambalajlı yiyecek ve içecekleri de içeriyor.”
